19 Mart 2008 Çarşamba

JAMES BOND DAİMA


"Bond,James Bond"

Bond filmlerin de,tanışma seronomilerinin değişmezi olan bu cümle, belki de sinema tarihinin en çok akıllarda yer eden repliğidir.Limonlu ve sek içmeyi sevdiği Votka martini tutkusu, olanca karizmasıyla tellendirdiği Chesterfield marka sigarası,benzini asla bitmeyen türlü marifete sahip Aston Martin marka arabası,MI6 gizli servisinin çılgın alimi Q'nun zeka harikası(bazende saçma sapan) buluşları,vazgeçemediği küçük ama etkili Baretta'sı,genç ve güzel kadınları ile macera ve aşkların yaşandığı sayısız ülke...her filmin başında bir namlunun içinden,yürüyen Bond silüetini hedefleyen sekansla açarız sahneyi ama her zaman olduğu gibi erken davranan Bond olur,ateş eder ve ekran kanla kaplanır.Ve tabi ki kulakların aşina olduğu o meşhur thema.James Bond filmlerinin tüm konseptini oluşturan bu klişeler listesi film boyunca uzar gider ve her seferinde tek bir yerde toplanır aksiyon sinemasının fenomen kahramanı kraliçenin ajanı "James Bond 007".Olgun yaşta, büyük işlere el atan, pahalı zevklere sahip, serinkanlı,karizmatik ve cazibeli bir adam.her erkeğin olmak isteyeceği,her kadının peşinden gideceği biri.

James Bond 007, varlıklı bir İskoç ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş olan gazeteci-yazar Ian Fleming tarafından 1952'de yaratılan hayali bir İngiliz ajan karakteridir.ilk defa Fleming'in Casino Royale adlı romanında arzı endam eder ve Fleming, 1964 yılında ölünceye dek bu karakter etrafında bir çok roman ve küçük hikayeler yazar.Takibinde ki James Bond hikayeleri; Kingley Amis, John Pearson, John Gardner, Raymond Benson ve Charlie Higson tarafından yazılmaya devam etmiştir. Christopher Wood da; eski romanları kullanarak 2 senaryo yazmıştır.20. yüzyılın sinema ikonları arasında kendine de has bir yer edinmiş olan James Bond karekterinin yaratıcısı olan Fleming zamanında kraliyet donanmasında istihbarat subaylığı yapmış bu sayede ajanlık ve gizli servis işlerine ucundan kıyısndan bulaşmış bir yazardır.(hatta takvimlerin 6-7 eylül 1955'i gösterdiği günlerde İnterpol zirvesine katılmak üzere gelmiş bir polis yetkilisi olarak istanbul'da bulunduğu söylenir) Fleming'in canlı hayal gücünün bir ürünü olarak ortaya çıkan kahraman,yaratıcısının o çok özendiği aventur hayatın tezahürü olarak meydana gelmiş gibi gözükmektedir.Bond'un ismiyle özdeş ajan kod numarası olan 007 aslinda filmlerinde izledigimiz gibi bir kahraman ait ajan numarası degil aksine zamanında yine kraliçe adına calışan ve görev numarası 007 olan gerçek bir katilindir.Çifte sıfırlı bu numara;kraliyet doneminden kalan bu gelenekle , kraliçeye baglı ve bir takım gizli işlerden veya operasyonlardan sorumlu adamların hak etmek için çok uğraştığı,türlü badireler atlattığı hikayeleriyle günümüz sinemasında kahramanlık ünvanı olarak sunulmuştur. Bununla beraber 007 numaralı katilde oldugu gibi 006 , 005 , 004, 003, 002, 001 gibi numaralı diğer katillerde bulunmaktadır. Filminde de benzer bi yaklaşımla "00" kodu bir ajana tanınmış olan öldürme yetkisini (license to kill) ifade eder 7'de Bond'un kişisel numarasıdır.
İan Fleming kafasında yarattıgı bu asilzade görünümlü kahramana vurucu bir isim ararken bir gün eline kuşlarla ilgili bir kitap gecmiş (‘batı hint adalarının kuşları’ (bird’s of the west indies) kitabının yazarı Ornitolog James Bond) ve kitabın yazarının ismini kahramanın adı olarak karar kılmıştır.Bond'un kodunu "7" olarak belirlemesine ise;daha baştan 7 adet ayrı macerayı içeren bir seriye niyetle ve herkesi şaşırtmak içinde bu serilere sondan,başa doğru numaralandırarak yazmaya karar verdiğini söylemiştir. Bu sebeple ilk kitabını "007 James Bond" olarak numaralamış, ancak kitabın beklenmedik şekilde tutması ve okuyucunun bunun ajanın ismine ait olduğunu sanmasıyla ortaya çıkıveren havayı bozmamak adına sonradan bu fikrinden vazgeçip, tüm kitapları "007" olarak numaralamıştır.İan Fleming, 14 james bond romanının ilki olan ve 1953 yılında yayınlanan Royal kumarhanesi’nde (Casino Royale) James Bond’un gerçek hikayesini şu şekilde anlatmıştır:James Bond 1924 de İskocya’da doğar. Henüz sekiz yaşındayken annesiyle babası bir dağ kazasında ölür. 1938 de asil çocukların ayrıcalıklı lisesi olan Eton koleji’ne girer.İki yıl sonra 16 yaşındayken, kızlarla yaptığı kaçamaklar nedeniyle okuldan atılır. 1941 de donanmaya girer, II.Dünya savaşı’nı bir komando olarak bitirip İngiliz gizli servisinin (mi6) elemanı olur. 1950 de kendisine ‘’öldürme yetkisi'’ (licence to kill) verilir (yani"00" kodu) 1 ocak 1962 de evlenir, düğün sırasında karısı öldürülür...
James Bond'un kitaptan ekrana geçmesiyle birlikte tüm dünyanın James Bond ile ilk kez tanışmasına vesile olan (1953'te yayınlanmış İan Fleming romanı-1954'te Amerikan televizyonu CBS icin yapılmış olan versiyonudur. Ama burada Bond'a bilinen bir Amerikan adı olan 'Jimmy' denmiş seyircinin gönlü kazanılmıya çalışılmıştır) Casino Royale'de rol alan Barry Elson Bond'u kanlı canlı gözönüne taşıyan,ona hayat veren ilk aktördür.


Umberto Eco, James Bond'un nasıl bir öyküsel tasarıma sahip olduğunu incelediği çalışmasında ajanımızın ileride izleyeceği yolun işaretlerinin daha ilk romanda verildiğini söylüyor. Romanda Fransız meslektaşı Mathis, 007'ye bazı nasihatler verir. Artık kötülerin dünyasını gördüğünü, ülkesini nasıl yıkmaya çalıştıklarına şahit olduğunu, kendisini ve sevdiklerini korumak için onlarla mücadele etmesi gerektiğini söyler. Ve şöyle devam eder Mathis: 'Ama insan olup beni düş kırıklığına uğratmayın. Harikulade bir makineyi kaybederiz.' Bond bu öneriye gerçekten de uyacaktır, insan olmayı bırakıp makineleşecektir. Ruh hekimleri için bir konu olmayı bırakacak ve yazarla okuyucunun istediği şekilde harikulade bir makine olacaktır.Eco, Bond romanlarına ilişkin yaptığı analizde James Bond romanlarının değişmez bir şemaya sahip olduğunu göstermiştir.Bu şablona göre Bond hikayeleri 9 hamleli bir süreçte peşi sıra gelişen olaylar sinsilesinde vuku bulmaktadır.

1. Büyük patron olan gizli servisin başkanı M, Bond’a tehlikeli ve gizli bir görev verir.
2. Bond ve kötü karşılaşır
3. Bond oynar ve kötü’ye ilk darbeyi vurur (ya da tersi)
4. Bond ve kadın karşılaşır (kadın, mutlaka genç ve güzel, başından geçen bir olay nedeniyle mutsuz, frijid olmuş, kötü’nün tuzağına düşmüş, saf fakat bozulmuş, günahının bedelini ödeyecek biridir)
5. Bond ile kadın arasında erotik ilişki ve yakınlık kurulur
6. Kötü Bond’u yakalar (kadınla birlikte veya yalnız)
7. Kötü Bond’a işkence eder (kadınla birlikte veya yalnız)
8. Bond kötü’ye nihai darbeyi vurur
9. Bond iyileşir, kadın’la görüşür ama kadını kaybeder.

Bu şablonun öğeleri, bir romandan diğerine küçük değişiklikler göstermekle birlikte değişmez özelliktedir.Fleming'in romanlarda bağlı olduğu bu öykü şeması 007 filmlerinde de kısmen kendini göstermektedir.film ya da roman da,genel olarak işleyen asıl kural ise; ‘Bond oynar ve sekiz hamlede kazanır’ olmuştur.

Umberto Eco, Bond romanlarında her daim varolan bu klişeler karşısında ki tavrını ise; "okuyucunun kendini daha önceden bildiği bir oyunun içinde bulduğunu ve asıl keyfin zaten bu olduğunu" söyleyerek açıklamaya çalışmıştır.Yorumculara göre James Bond vakası , popüler romanlar serisinin bir kahramanı olarak kökenlerini aşmış ve bir kültürel fenomen haline dönüşmüştür.007 kodlu ajanımızın Dünya çapında bu kadar çok sevilmesinin çok basit ama geçerli olan nedenin erkeklerin (hatta bir kadının erkekten beklediği her şeyinde) özlemini duydukları herşeye sahip olması ise çok bilinen bir tespittir.
Bond’un popülaritesi 1950, 1960 ve 1970 lerde tahminlerin ötesinde olmuştur. ingiltere’de yalnızca ciltlenmemiş kitaplarının satışının toplam da 27 milyonun üstünde olduğu belirlenmiştir. Bu ilginin oluşmasında pek çok kişiye göre gelmiş geçmiş en iyi Bond olan şeytan tüyüne sahip İskoç asıllı İngiliz aktör Sean Connery’nin başrollerinde oynadığı 1962 yılında çekilmiş "Dr.No" filmiyle başlayan ve Albert ‘cubby’ Broccoli ile Harry Saltzmann’ın 1961 de kurdukları yapım şirketi EON production tarafından filme çekilmiş James Bond filmleri serisinin etkisinin büyük olduğu bir gerçektir.Daha sonra Christopher Revee'nin de Superman üzerinde yaratacığı benzer bir etki gibi Sean Connery, Bond karakterine öyle oturmuş ve etkilemiştir ki, sonradan yaratılan öykülerde bu tesir görülmüş ve sonrasında çekilen onlarca Bond filmin de rol almış aktörler her daim onunla mukayaese edilir olmuştur.

2006 yılı itibari ile 2 adet bağımsız olarak çekilmiş toplamda 23 film çekilmiş, ve 1 film de Amerikan televizyonlarında yayımlanmış, serinin son halkası 2008'de vizyona girecektir. 1975'e kadar prodüktörü; Albert R. Broccoli ve Harry Saltzman iken; Brocolli 1975'den sonra tek prodüktörü olmuştur. 1995 yılından itibaren de kızı Barbara Broccoli ve damadı Michael G. Wilson prodüktörlüğüne devam etmiştir.

Bond filmleri, gişe tarihindeki en başarılı "film serisi"dir. Bond filmlerinin sinemada 46 yılda ulaştığı toplam seyirci sayısının 1 milyarın üzerinde olduğu belirlenmiş ve günümüzde sinemaya giden birkaç kuşağın onayını da kazanmayı başarmıştır. Tahminlere göre, Dünya nüfusunun yarısı ya da bir çeyreği; televizyonda, sinemada ya da videoda bir Bond filmi izlemiştir ki kimilerine göre bu durum, sinema tarihinde ve kültür hayatında çok önemli bir başarı göstergesidir.James Bond'da oynayanlar:

Sean Connery-7defa
George Lazenby-1defa
David Niven-1defa
Roger Moore-7 defa
Timothy Dalton-2 defa
Pierce Brosnan-4 defa
Danile Craig-2 defa

İsim-oyuncu-yönetmen ve yapım yılı ile James Bond serisi:

1 Dr. No 1962 -Sean Connery -yön:Terence Young
2 Rusya'dan Sevgilerle (From Russia with Love) 1963-Sean Connery -yön:Terence Young
3 Altın Parmak (Goldfinger) 1964- Sean Connery- yön:Guy Hamilton
4 Yıldırım Harekatı (Thunderball) 1965 -Sean Connery -yön:Terence Young
5 İnsan İki Kere Yaşar (You Only Live Twice) 1967 -Sean Connery -yön:Lewis Gilbert
6 Royal gazinosu (Casino Royale) 1967-David Niven-yön:Val Guest-Seridışı ilk yapım/komedi
7 Kraliçenin Hizmetinde (On Her Majesty's Secret Service) 1969 -yön:George Lazenby -Peter R. Hunt
8 Ölümsüz Elmaslar (Diamonds Are Forever) 1971 -Sean Connery -yön:Guy Hamilton
9 Yaşamak İçin Öldür (Live and Let Die) 1973- Roger Moore- yön:Guy Hamilton
10 Altın Tabancalı Adam (The Man with the Golden Gun) 1974 -Roger Moore- yön:Guy Hamilton
11 Beni Seven Casus (The Spy Who Loved Me) 1977 -Roger Moore -yön:Lewis Gilbert
12 Ay Harekatı (Moonraker) 1979 -Roger Moore -yön:Lewis Gilbert
13 Yalnız Senin Gözlerin İçin (For Your Eyes Only) 1981- Roger Moore -yön:John Glen
14 Ahtapot (Octopussy) 1983 -Roger Moore -yön:John Glen
15 Asla asla dema (Never Say Never Again) 1983 -Sean Connery-yön:Irvın Kershner-Seridışı ikinci film/farklı bir yapım şirketi tarafından çekilmiş
16 Bir Cinayete Bakış (A View to a Kill) 1985-Roger Moore- yön:John Glen
17 Yaşayan Gün Işıkları (The Living Daylights) 1987 -Timothy Dalton- yön:John Glen
18 Öldürme Yetkisi (Licence to Kill) 1989 -Timothy Dalton- yön:John Glen
19 Altın Göz (GoldenEye) 1995 -Pierce Brosnan -yön:Martin Campbell
20 Yarın Asla Ölmez (Tomorrow Never Dies) 1997 -Pierce Brosnan -yön:Roger Spottiswoode
21 Dünya Yetmez (The World Is Not Enough) 1999 -Pierce Brosnan -yön:Michael Apted
22 Başka Gün Öl (Die Another Day) 2002 -Pierce Brosnan- yön:Lee Tamahori
23 Royal Gazinosu(Casino Royale) 2006 -Daniel Craig -yön:Martin Campbell
24 Quantum of Solace 2008 -Daniel Craig-yön:Marc Forster

Kaynak:Yazının derlenmesinde,özgür ansiklopedi "Wikipedia" ve kutsal bilgi kaynağı "ekşi sözlük"ten yararlanılmıştır.

1 yorum:

  1. şu an motivasyonum alt düzeylerde gezdiğinden olsa gerek işin magazinsel yönüne değinip kaçıcam..efenim bu bond efendilerin cillop gibi hatunları götürmesi bir erkek olarak sinirimi tepeme çıkarır eskiden beri..ancak 9 merhalenin 5 ve 9. aaşaamalarından anladığımız şu oluyor, kendim gibi yerinen erkek milleti açısından : tamam, 5. aşamada hatunu yine götürür bond efendi fakat 9. maddeye bakınca hatunların bir daha bondun suratına bakmadığı sonucu ortaya çıkar..ha bazı dalkavuklar:" bond bu, yaz yağmuru gibi gelir geçer" diye olayı savunmaya çalışabilir..ancak realite şudur ki; bond biraderler yakışıklı ve karizmatik olmakla birlike performansta ciddi sorunlar yaşamaktadır...evet olayın üçyüzü budur..filmlerin yayınlanmayan kamera arkalarında trajikomik sahneler dolu olduğu kanaatindeyim...üç nokta

    YanıtlaSil